16 Nisan 2013 Salı


KADINLARIN MEZAR ZİYARETLERİ CAİZ MİDİR ?

 

Rasulullah (s.a.s) şöyle buyurdu:

"Allah 'ım! Benim kabrimin tapılan bir put haline gelmesine müsaade etme. Allah (c.c) ’ın gazabı rasullerinin kabrini mescid edinenlere şiddetli olur."

(Malik, Ahmed)

 

İbn-i Abbas (r.a) şöyle demiştir:

"Rasulullah (s.a.s) kabir ziyaret eden kadınlara, kabirleri mescid yapanlara, ibadet edilen yer haline getirenlere, orada mum yakanlara lanet etti."

(Ebu Davud, Nesei, Tirmizi, İbn-i Mace, Tirmizi bu hadis için hasen dedi)

 

Bu hadis, kabirleri mescid edinmenin, oraları ibadet edilen yer haline getirmenin, oralarda mum yakmanın büyük günah olduğunu gösterir. Çünkü Rasulullah (s.a.s) böyle yapanlara lanet etmiştir. Lanet ancak büyük günah işleyenler içindir.

 

Ayrıca hadis, kadınların mezar ziyareti yapmalarını yasaklıyor.

 

Kadınların kabir ziyareti yapmalarının cevazı

Şöyle ki;

 

Delilleri ise Ummü Atiyye (r.a)'nin hadisidir.

Ummü Atiyye (r.a) şöyle söylemiştir:

 

"Biz, cenaze ile yürümekten nehyedildik. Fakat bundan şiddetli bir şekilde sakındırılmadık." (Buhari, Muslim)

 

Rasulullah (s.a.s) mezarın yanında ağlayan bir kadın gördü ve ona şöyle dedi:

"Allah ’tan kork ve sabret."

Bunun üzerine kadın Rasulullah (sa.s)'e:"Çekil başımdan, senin başına benim başıma gelen musibet gibi bir musibet gelmemiştir."Rasulullah (sa.s) onun bu halini görünce ondan uzaklaştı. Müslümanlar, o kadına kendisiyle konuşan kişinin Allah'ın rasülü olduğunu haber verdiler. Kadın bunu öğrenince Rasulullah (sa.s)'in yanına geldi ve ona:"Seni tanımadım" dedi. Bunun üzerine Rasulullah (s.a.s) ona şöyle dedi:"Sabır ancak musibetin ilk geldiği andadır." (Buhari, Muslim)

 

Rasulullah (s.a.s)kadını mezarın yanında gördüğü halde, ona mezar ziyareti yapmasını yasaklamadı. Sadece ona Allah (c.c) ’tan korkmasını ve sabretmesini emretti. Bu ise; kadınların, mezarları ziyaret etmelerinin yasak değil, caiz olduğunu göstermektedir.

 

Ayrıca Müslim'de geçen ve Aişe (r.a)'nin rivayet ettiği hadis;Bu hadiste şöyle geçmektedir:Cibril aleyhisselam geceleyin rasule gelerek dışarıya çıkmasını emretti. Rasululullah (s.a.s) Aişe'ye haber vermeden gizlice onun yanından ayrıldı ve Baki' mezarlığını ziyaret etti. Onlara mağfiret diledi ve onlar için Allah (c.c) ’a dua etti, sonra da eve döndü. Aişe'ye nereye gittiğini haber verdi.Aişe (r.a) Rasulullah'a:"Ey Allah (c.c) ’ın rasulu! Mezarları ziyaret ettiğim zaman ne diyeyim?" diye sordu.

Rasulullah (s.a.s)ona şöyle dedi:"Mezarları ziyaret ettiğin zaman şöyle de: "Bu diyarın sahibi olan mü'min ve müslümanlar! Size selam olsun....."

 

Bu hadise göre Rasulullah (sa.s), Aişe (r.a) mezarı ziyaret ettiği zaman ona ne demesi gerektiğini öğretti. Bu gösteriyor ki kadınların mezarları ziyaret etmesi caizdir.

 

Kadınların, erkekler gibi ölümü hatırlamak için mezarları ziyaret etmeleri sünnettir.

 

Çünkü Rasulullah (s.a.s) şöyle buyurdu:"Daha önce kabiri ziyaret etmeyi yasaklamıştım. Şimdi ziyaret edebilirsiniz. Çünkü o, size ahireti hatırlatır."(Ahmed, Muslim)

 

Bu izin genel olan bir izindir. Hem erkekler hem kadınlar içindir.

 

Ayrıca Aişe (r.a) kardeşinin mezarını ziyaret edince Abdullah b. Ebi Müleyke ona:"Rasulullah kabirleri ziyaret etmeyi yasaklamadı mı?" diye sordu. Aişe (r.a) ona şöyle cevap verdi:"Evet yasakladı fakat sonra ziyaret etmeyi emretti." (Taberani, Tirmizi rivayet etti, Heysemi; bu hadisin senedi sahihtir, dedi)

 

Bu gösteriyor ki; kabirleri ziyaret etmeyi yasaklayan hadis mensuhtur.

 

Ebu Hureyre'den Rasulullah (sa.s)'in şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir:"Evlerinizi kabir yapmayınız. Benim kabrimi de merasim yeri haline getirmeyiniz. Siz, bana salat ve selam gönderiniz. Nerede olursanız olunuz sizin salatınız bana erişir."

(Ahmed, Ebu Davud, Nevevi bu hadis için senedi sahih dedi)

 

Hadisteki; "evlerinizi kabir yapmayınız." sözü; evinizde namaz kılmayı terk ederek, evlerinizi kabirler gibi yapmayın, manasındadır.

 

Bu hadis müslümanların evlerinde de namaz kılmaları ve evlerini hiç namazsız bırakmamaları gerektiğini gösterir.

 

Hadisteki " عِيداً " kelimesi; "merasim yeri" manasındadır.

 

Arapçada " عيد " "bayram" kelimesi; adet üzere devamlı yapılan şey ya da devamlı oraya gidilen yeri ifade eder.

 

Örneğin; bir insan her sene belli bir günde yemek yapıp fakirleri çağırır ve bunu adet üzere her sene devamlı yaparsa bu adete onun için " عيد " "bayram" denir.

 

Rasulullah (s.a.s)bu hadiste şöyle demek istiyor:"Belli günleri adet edinip o günlerde mezarıma gelmeyin."

 

Bu hadise göre; Rasulullah'ın mezarı sadece belli bir sebebe binaen ziyaret edilir. Bu sebep ise şudur:

 

Ya Medine-i Münevvere ziyaret edildiği için sırf kendisine selam vermek maksadıyla Rasulullah'ın mezarını ziyaret etmek veya ahireti hatırlamak için herhangi bir mezarın ziyaret edildiği gibi Rasulullah'ın mezarını ziyaret etmek.

 

Hadiste geçen; "bana salat gönderiniz" sözü; "Allah (c.c) umme salli ala Muhammed, deyin" manasındadır.

 

Bazı alimlerin dediği gibi, Allah (c.c) ’ın, rasulü Muhammed'e salavat getirmesini Allah (c.c) ’ın, Rasulullah'a rahmet etmesi manasında anlamamak gerekir. Zira Allah (c.c) ’ın bir kimseye salat etmesi, onu melekler arasında övmesi anlamına gelir. Bu açıklama Ebu'l Aliye'ye aittir ve onun bu açıklamasını destekleyen alimler vardır.

 

Allah (c.c) ’ın, Rasulullah'a salavat getirmesinin rasulüne rahmet etmesi demek olmadığını Allah (c.c) 'ın şu ayeti ispat etmektedir:

 

"Onlar üzerine rableri tarafından salat ve rahmet vardır." (Bakara 157)

Bu ayette rahmet salavata atfedilmiştir.

 

Aslolan şudur ki; eğer bir şey başka bir şeye atfedilmişse bunlar ayrı ayrı şeylerdir. Ayrıca rahmet herkes için olabilir. Onun için alimler; "Allah (c.c)  filana rahmet etsin" denmesinin caiz olduğunda icma etmiştir.

 

Hadisteki:

"Nerede olursanız olunuz sizin salatınız bana erişir" sözü; bana salavat ve selam getirin, nerede olursanız olun bana salatınız ve selamınız ulaşır, manasındadır.

 

Bu salavat Rasulullah'a nasıl erişiyor diye sorulursa cevap şudur:

"Melekler vasıtasıyla ulaşır."

 

Rasulullah (s.a.s) şöyle buyurmuştur:"Allah (c.c) ’ın öyle melekleri vardır ki yeryüzünde dolaşırlar ve nebisine, ümmetinin ona getirdiği salat ve selamı ulaştırırlar." (Nesei ve İbni'l Kayyım bu hadis için senedi sahih dedi)

 

Ali b. Hüseyin (r.a)bir adamın Rasulullah'ın mezarının yanında bulunan bir çukurun içine girip dua ettiğini görünce onu bu amelden menetti ve şöyle dedi:"Sana babamdan o da babasından onun da Rasulullah'tan haber verdiği bir hadisi bildireyim mi?Rasulullah (s.a.s)şöyle buyurdu:"Benim kabrimi merasim yeri haline getirmeyin, evinizi de mezar yeri haline çevirmeyin. Bana salavat getirin, nerede olursanız olunuz sizin salat ve selamınız bana erişir." (Buhari-Et Tarihi'l Kebir, Ebu Ya'la-Mecmaiz-Zevaid, Ziya-El-Muhtar) (Heysemi "bu hadisin senedi sahihtir" dedi).

 

HADİS'TEN ALINACAK DERSLER :

 

1 - Kabirler üzerine bina yapmak ve yanlarında namaz kılmak, onlar için mum yakmak büyük haramdır.

 

2 - Belli bir mezar tayin etmeksizin ve özellikle de bir mezarı ziyaret için yola çıkmamak şartıyla, ölümü düşünmek ve ibret almak gayesiyle erkeklerin kabir ziyareti yapmaları sünnettir. Fakat kadınların kabir ziyareti yapmalarının cevazı konusunda alimler ihtilaf etmişlerdir.

 

3 - Özellikle Rasulullah (sa.s)'in mezarını ziyaret etmek için yolculuk yapmak alimlerin çoğu tarafından caiz görülmemiştir. Fakat Mescid-i Nebevi'ye namaz kılmak için gidip oradan da kendisine selam vermek gayesiyle Rasulullah (sa.s)'in mezarını ziyaret etmeyi -orada beklememek şartıyla- bazı alimler caiz görmüşler, bazıları böyle yapılsa da cevaz vermemişlerdir.

 

4 - Mezarlara karşı durarak Allah (c.c) ’a dua etmek -ki Rasulullah (sa.s)'in mezarı dahi olsa- kesinlikle haramdır.

 

5 - Rasulullah (sa.s)'e selam iletmek ve salavat getirmek için onun kabrinin yanına kadar gidilmesi şart değildir. Zira nerede olunursa olunsun, ona yapılan selam ve salavat Allah (c.c)  tarafından Rasulullah (sa.s)'e duyurulur.

 

EBU DAVED

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder